7 Nisan 2010 Çarşamba

Kİm daha iyi

Evin hizmetcisi evin hanimindan maasina zam ister.
Evin hanimi hosnutsuz sebebini sorar.
Hizmetci:
-"3 sebebim var: 1.si ben sizden daha iyi utu yapiyorum."
Evin hanimi kizarak:
-"Sana bunu kim soyledi?"
Hizmetci
-"Beyiniz."
Evin hanimi
-"2. sebeb ne?"
Hizmetci
-"Ben sizden daha iyi yemek pisiriyorum"
Evin hanimi daha da ki...zarak
-"Olamaz senin benden daha iyi pisirdigini kim soyliyebilir?"
Hizmetci
-"Beyiniz"
Evin hanimi patlarcasina sorar
-"3. sebeb neymis?'
Hizmetci
-"Ben sizden daha iyi sevisiyormusum"
Evin hanimi kopurerek
-"Bunu da mi kocam soyledi?"
Hizmetci
-"Hayir... Bunu bahcivan soyledi."

25 Şubat 2010 Perşembe

en büyük

Padişah ile vezir tartışmaya başlamış.
Padişah vezire, "En büyük ve en güçlü olan benim.
Sen benim emrimdesin!" demiş.
Vezir, "Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum,
sen sadece mühür basıyorsun" diye itiraz etmiş.
Tartışma uzayınca Padişahla vezir, bir çobanın yanına gitmişler
ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar:
-"Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?"
Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da padişahla vezir.
-"İneğim" demiş.
-"Keçin mi büyük, öküzün mü?"
Çoban "Öküzüm, tabii ki." deyince, asıl soruyu yöneltmişler çobana:
-"Söyle bakalım, padişahın mı büyük, vezirin mi?"
Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş:
"Vallahi ben sadece kendi hayvanlarımı tanırım.
O hayvanları tanımıyorum!"

Neyini seviyor

Temel ile dursun gece yarısı yolda yürüyorlarmış.temel çırılçıplak dursun ise donlu
Temel Dursun'a diyor ki,
ben senun neyini seviyom biliy misun?
Dursun: neyimu daa?
Temel: İradeni,kumarda nerde duracağını biliyorsun

ayin

Bir Pazar günü Bay Murphy'yi kasabanın kilisesinde gören papaz çok şaşırdı; çünkü Bay Murphy hayatında hiç kiliseye uğramamıştı.
Ayinden sonra onun yanına geldi ve "Murphy, seni kilisede görmekten çok memnun oldum; ama seni buraya neyin getirdiğini merak ettim doğrusu" dedi.
Murphy yanıtladı :
"Sana yalan söylemem doğru olmaz. Bir süre önce, çok ama çok sevdiğim şapkamı bir yerlerde bırakmıştım ama nerede bıraktığımı bir türlü hatırlayamıyordum. Bay McGlynn'in de aynı şapkadan giydiğini ve her Pazar kiliseye geldiğini biliyordum. Ayinde şapkasını çıkarması gerektiğini de biliyordum ve, herhalde kilisenin arka tarafındaki askıya koyar diye düşündüm.
Yani, duadan sonra, ayin başlamadan kiliseden ayrılmayı ve o sırada McGlynn'in şapkasını aşırmayı planlamıştm."
Papaz, "Ama, görüyorum ki bunu yapmamışsın." dedi ve sordu :
"Neden fikrini değiştirdin ?"
Murphy yanıtladı: "Sizin 10 Emir konusundaki vaaz'inizi dinlerken aniden anladım ki, aslında McGlynn'in şapkasını çalmak zorunda değilim"
Gözü yaşaran papazın, yüzüne yayılan dostça bir gülümsemeyle Murphy'ye baktı ve, dedi ki :
"Bunu duymak ne kadar güzel !... Yani benim konuşmamın 'Çalmayın' bölümünü dinlediniz ve çaldığınız taktirde cehennemde başınızı yakacak o şapkadan vazgeçtiniz !"
Murphy başını yavaşça iki tarafa sallayarak konuştu :
-aslında pek öyle olmadı peder ;
Konuşmanızın "zina yapmayın" bölümünü dinlerken, şapkamı nerede bıraktığımı hatırlayıverdim birden !"

EVLILIK

Tipik bir maco adam, cok hos bir kadinla evlenir ve nikahin hemen ardindan,kurallarini ortaya koyar :
'Eve ne zaman istersem,saat kacta istersem, ki herseyden once eger istersem,
o zaman gelirim ve senden bu konuyla ilgili bir tartisma istemiyorum.
Ben baskabir sey soylemedikce, her aksam yemek masasini kusursuz istiyorum.
�stedigim zaman eski kiz arkadaslarimla icmeye ve kagit oynamaya giderim ve bana bu konuda gucluk cikarma sakin.
Bunlar benim kurallarim.Yorumun var mi?'
Kadin: 'Hayir, benim icin sakincasi yok.Yalniz sunu bilki,burada
her gece saat 7'de sex yapilacak, sen olsanda, olmasanda.'

22 Ocak 2010 Cuma

Tanı

Profesör, öğrencileri ile birlikte Karadenizli hastanın yatağının başına gitmiş...
Onlara yeni bir hastalığın belirtilerini öğretecek...
Yatakta bitkin, kendinden yari geçmiş vaziyetteki hastayı göstererek konuşmaya başlamış:
"Bakın yüz rengi sarıya yakın, gözler içeriye doğru çokmuş, o yüzden burun daha sivri görünüyor, en fazla değişik kas yüzümüzdedir; Bakın kaslar tepki vermediğinden ifade anlamsız, çene aşağıya sarkmış duruyor..."
Hasta da öğrenciler gibi dikkat kesilmiş dinliyor.
Profesör bu bir "batın sendromu belirtisidir" diyecek, yerinden zorlukla dikilmeye çalışan hasta fırsat vermemiş...
Zor bela mırıldanmış:
"Sen sanki dünya cuzelisun.."

19 Ocak 2010 Salı

Şans

Temel, içecek makinalarının birinin karşısına geçmiş, para atıp bir içecek alımış,
arkasından bir tane daha para atmış ve içeceği almış...
arkasından bir tane daha…
tam bir tane daha atacakken,
yanına kendi halinde bir adam gelmis ve sormuş:
"Afedersiniz ama ne yapıyorsunuz?"
Temel hemen cevap vermiş:
"Karışma uşağım, hiç bozma... şansım yaver gidiyor."

18 Ocak 2010 Pazartesi

Yeni yıl


Sözlük


Çin malı

Temel Çin'de insanı çıplak gösteren gözlük icat edildiğini öğrenir ve
hemen Çin'e gider. Bir tane gözlük alir ve sokakta takar.
Gözlük gerçekten çalışmaktadır.
Herkesi çıplak gosteriyor ,hem de en ince hatlarına kadar....
Türkiye'ye döner, evinin kapısını çalar; kapıyı Dursun açar.
Temel bakar dursun çıplak, karısına bakar o da çıplak;
gözlüğü çıkarıp tekrar bakar ikisi de hala çıplak.
Söylenmeye başlar...
Çin malı değil mi, daha eve gelince bozuldu...

Incil'de de yazili

Adamin biri New York'ta bir otele inmis.
Aksam üzeri otelin barina gidip garson kizlarin yakalarinda yazili olan
isimlerine söyle bir göz attiktan sonra Nancy adli garsonu çagirmis ve Bu
aksam benim ile yemek yer misiniz? diye sormus.
Nancy "Bilmem ki.. " diye kırıtırken adam:
Merak etme kizim, çekinecek bir sey yok. Bu Incil'de de yazili demis.
Nancy biraz saskin bir eda ile "Peki" demis.
Aksam lokantada bulusup yemis içmisler.
Yemek bitince adam Nancy'i odasina davet etmis.
Nancy "Hayir gelemem" diye cevap verince de adam:
Merak etme Nancy, çekinecek bir sey yok. Bu Incil'de de yazili" demis.
Nancy yine saskin saskin "Peki" demis.
Adamin odasina çikmislar, bir kaç kadeh içip biraz müzik dinlemisler.
Sonra adam Nancy ile sevismek istemis.
Nancy "Hayir , katiyen olmaz.. "diye itiraz edince adam yine:
Merak etme kizim, çekinecek birsey yok. Bu Incil'de de yazili" demis.
Nancy "Hani? Incil'in neresinde yazili? Göster bakalim" deyince adam basucundaki otel Incil'ini almis. Nancy'e kapagin içini göstermis.
Orada bir kalem ile yazilmis su cümle varmis
"Bardaki garson kiz Nancy, muhtesem sevisiyor!"

8 Ocak 2010 Cuma

Hatıra

Karadenizliler, bir konferans düzenlerler.
Bu konferansa konuşmacı olarak ünlü bir Amerikalı bilim adamı da davet edilir.
Amerikalı konuk, bir hafta erken gelir,hem tatil yapar hem de Türkleri yakından tanımafırsatı bulur, halkla kaynaşır, kendini sevdirir. Karadenizliler ile Amerikalı bilimadamı hemen her konuda anlaşırlar uyum içinde konferans biter.
Ayrılık günü gelir, Karadenizlileri alır bir düşünce. Biz bu değerli bilim adamına nasıl teşekkür edelim? Aralarında toplanırlar, başkan konunun önemini vurgulamak için der ki:
Biz bu Türk dostu, değerli bilim adamına nasıl bir hediye alalım ki bizi unutmasın? Hem kullanışlı birşey olsun, hem her eline aldığında bizi hatırlasın?"
Salonda kısa bir sessizlik olur, arka sıralardan Temel elini kaldırır:
"Sünnet ettirelim..!"